Yılbaşının neden ve niçin kutlandığına geçmeden önce bu hususta malumat vermek istiyorum.
Yılbaşı ile Noel’i birbirinden ayırt etmek gerekir.
Noel dini bir bayramdır.
Hıristiyanların Hz. İsa’nın doğuş anısına kutladığı dini bir bayram olan Noel kutlamaları var.
Noel (Chrisfmas): Doğum demektir. Noel denilince şunlar akla gelir:
1-İsa’nın doğum günü yortusu
2-Bu yortuya eşlik eden eğlence
3-Bu yortunun kutlandığı süre (Noel tatili)
Hz. İsa’nın doğum günü Roma’da en azından 336 yılından, belki de 312 yılı öncesinden beri kutlanıyordu. Varsayıma göre İsa 25 Aralıkta doğdu, 25 Martta öldü.
Noel Ağacı
Adına ilk kez 1521 de Alsace’ta rastlanır. Ren nehri kıyılarında cennet ağacını temsil ediyordu. Dallarına elmalar asılırdı. Almanya’da 1700 den itibaren adı geçmeye başladı. 1837 de Paris’e sokuldu. Bu gelenek 1870 den sonra Fransa’da yayıldı.
Noel Baba
Uzun ve beyaz sakallı, kürk takkeli, kenarları beyaz kırmızı cübbeli, bir eşeğe yada geyiklerin çektiği kızağa binerek gezen, evlere bacadan giren, uslu çocuklara hediyeler veren efsane kişilik(Büyük Larus Ans.).
Diyelim ki, Aziz Nikola diye biri vardır ve Demre’de yaşamıştır, iyi de bu zat nasıl oluyor da Demre’nin kar görmeyen dağlarında geyiklerin çektiği kızaklarla dolaşabiliyor? Kızak dediğin kar üstünde kayar, kuru toprak üzerinde de kızak kaymaz ki. Hem sonra Antalya yöresinde geyik ne arar ki?
Noel kutlaması tamamen Hıristiyanlara ait dini bir gelenektir. Maalesef, bu adet, yılbaşı kutlaması adı ile bizde de yıl geçtikçe yayılıp yerleşmektedir,..Bu Hıristiyan geleneğinin yurdumuza böylesine çöreklenmesi milletimiz için hiç de iç açıcı değildir. İlim dünyaca müşterektir, ama kültür manaya bağlıdır. Batının her yaptığını kerametmiş gibi taklide kalkarsak bize güç veren ahlakımızı bozmuş oluruz, O zaman kuvvetimiz azalır, birçok şeyimizi kaybederiz, Yüce Allah: ?Bir toplum, kendilerinde bulunan yüksek meziyetleri değiştirmedikçe, Allah onların meziyetlerini değiştirmez” buyurmaktadır.
“Noel doğum demektir. Bir takvimin başlangıcı ve miladi yılbaşı olarak kutlanır. Tamamen Hıristiyanlara ait bir adettir… Hz. İsa’nın doğum tarihi doğru olsa bile bir peygamberin doğum tarihi içkilerle kutlanamaz.
NOEL, Hıristiyan âleminin Hz İsa’nın doğum yıldönümü olarak kutladıkları yortudur. Bu yortuyu Katolik ve Protestanlar 25 Aralık’ta; Ortodokslar ise 6 Ocakta kutlamaktadırlar. Noel baba ise Hıristiyanlarca Noel gecesi çocuklara hediye ve oyuncaklar dağıttığına inanılan efsanevi kişidir, Tarihî belge sayılabilecek ilmi bir dayanağı olmadığı gibi, tarih ve kültürümüzle uzak-yakın bir ilgisi de yoktur. Tamamen Hıristiyan kültürüne dayanır… Öz benliğimizden uzaklaştıran bu türlü faaliyetler karşısında tam bir uyanıklık içinde bulunmamız gerekir.
HAZRETI ISA ARALIKTA DEGIL, EYLÜL’DE DOĞMUŞTUR.
NOE L BABA DEDİĞİMİZ SANTA KUUS’UN HRİSTÎYANLIKLA HİÇ BİR İLGİSİ YOKTUR.
balıkesir escort
Santa yani Aziz Klaus, Baltık ülkelerinin mitolojik kahramanıdır.
Basınımızın Noel Baba yapıp hemşehri ilan ettiği Demreli Aziz Nikola başka, Noel Baba başkadır.
Hıristiyan mezheplerinin çoğu, Noel (Chrisfmas) ve Paskalya (Easter) olmak üzere bunlardan ikisini ittifakla kutlamaktadır. Hz.İsa’nın doğum kutlamalarını temsil eden Noel Katolik, Protestan ve Ortodoks mezheplerince 25 Aralıkta, Ermeni kilisesi tarafından 6 Ocakta kutlanmaktadır.
Bizde Hıristiyanların yılbaşından bir hafta önce kutladığı dini bir bayram olan Noel ile yılbaşı kutlamaları birbirine karıştırılıyor. Yılbaşı dünyada yaygın olarak kutlanılan olumsuz, üzüntü verici hadiselerin geride kaldığını, yeni ümitlerle, yeni bir yıla girildiğini ifade eden bir kutlamadır. Bu yönüyle yılbaşının bir Müslüman tarafından da kutlanmasını son derece doğal olduğunu düşünüyorum.
Ancak çam ağacı süsleme, hindi kesimi ve ‘Noel Baba’ gibi inanışlar Noel gecesi ile ilgilidir. Bu karıştırıldığı için yılbaşı gecesi de çam ağacı süsleniyor, hindi yeniyor, Noel Baba’nın o inanılan mitolojik şahsiyetini temsilen çocuklara hediyeler veriliyor. Bu karışıklıktan hareketle de Noel ile yılbaşı birleştirilmiş görüntüsü veriliyor.
Çam ağacını süslemek, hindi yemek kişiyi dinden İslamdan çıkartmaz. Bu kutlama kendi milli manevi değerlerine kültürüne yabancılaşma haline dönüşüyorsa ?ki bugün böyledir – bu hoş bir şey değil.
İslam da kutlama olur. Bu günah ya da haramdır demeye de kendimi yetkili görmüyorum. İslam faydalı olan hiçbir şeye engel olmaz. İslami, ahlaki, evrensel, insani değerlere zarar vermedikçe her türlü kutlama caizdir.
Biz Hz. İsa’ya peygamber olarak inanırız. Yılbaşı eğer Hz. İsa’nın doğum yıldönümü ise, tarihen tespit edilmişse biz ona da sevinebiliriz, bunda bir mahzur olmaz. Evrensel bir şeydir. İslam evrensel görüşleri benimser. Diğer peygamberler için de yapabilir. Ama bu kutlama bahane edilerek bu günkü gibi zararlı bir şey yapılıyorsa o ayrı.
Faydalı bir şey bile göreceli olarak, bazen zararlı olabilir. Çok faydalı dediğimiz namazı, orucu bile zararlı hale getirebilir insanlar. Belli kesime ait insanların tefrika çıkarark sözde Cuma namazı kılmaları, kendi ilan ettikleri günde bayram yapmaları buna misaldir.
Hediye alma İslam’da da hoş görülür. İnsanlar arasında diyalog oluşturur. Ama bu tür işlerin arkasında ekonomik sebepler var. Bazen hiç yoktan yere bir gün icat edilebiliyor.
Noel (Chrisfmas), İsa as. ın doğum yıldönümüdür.
Batılılar bunu kutlar.
İsa as ne zaman doğmuştur, bununla ilgili pek çok ihtilaf vardır.
Bizde ise Chrisfmas değil, yılbaşı kutlanıyor.
Yılbaşının, bir yaş daha yaşlanıldı diye kutlanması nasıl olur merak konusu.
Bu manada yılbaşı kutlamalarının ülkemizde bir manası yoktur.
Aslında yılbaşı kutlamalarında başkasına bir özenti vardır.
Müslümanlar, uzun zamandır kendilerine güveni kaybettikleri için hep başkalarına özenerek hayatlarını sürdürmekteler.
Dikkat ederseniz batıdan gelen her şeye sahip olma, onu kabullenme hastalığı var.
Müslümanlar batıdan gelene yeşil elbise giydirerek İslama yama yapma yolunu tercih ediyor.
Ama, içerikte bir değişikliğe gidilmiyor.
Müslümanlarda iman problemi var.
Kitabına inanan, kitabına güvenir.
Allah ne demiş, Peygamber ne yapmışsa onu yapar.
Ne Kuran da ne Peygamberimizin as yaşayışında yılbaşı kutlaması diye bir şey yoktur.
Kuran-ı Kerim de Kadir gecesiyle ilgili ayet vardır ama o Kadir gecesi Kuranın inmeğe başladığı tek gece olan 610 tarihindeki KADR yani ölçü gecesidir.
Her şeyin ölçüsünü yanlışsız veren Kelam-ı İlahinin inmeğe başladığı o gece.
Kuranın inmeğe başladığı Kadir Gecesi yıldönümlerinde o geceye mahsus bir ibadet de yoktur.
Şurada burada devletin ve milletin yararına iş yeri veya fabrika olacak yerlerde ağaç kesildiğinde ortalığı ayağa kaldıranlar yılbaşına hazırlık için bunca ağaç kesildiğinde neden ses çıkarmazlar?
Aslen Mısırlı olan Katarlı Hasan Meayeci diye bir ilim adamı Prof. A. Bayındır hoca ile İstanbulda dolaşırken Hilal Çöreklerinin yapılıp satıldığını görünce Türkiyede bu nasıl satılır diyerek hayretler içinde kalır ve şöyle der:
?Türklerin Viyana kuşatmasından sonra Osmanlıyı yenmekten ümidini kesen batılılar, Hilal Çöreğini icat ettiler ki her sabah HİLAL-i kırıp yesinler.
Bu suretle Hilal düşmanlığı canlı kalsın.
Onların TÖRKİ dedikleri bir hayvan var, o hayvanı da o Chrisfmas) günü dedikleri günde Türk kanı akıttık diyerek keserler.
Ben Türkiye de Hilal Çöreğini görünce şaşırdım, Türkiye de bu ne arıyor? demiş.
Değerli dostlar, biz, biz olmak zorundayız.
Biz, başkasına değil, başkası bize benzemesi lazım.
Bizim bu günkü halimize bakarak başkaları bize nasıl benzemek istesin, oda ayrı bir konu.
Allah şöyle diyor:
وَلاَ تَهِنُوا وَلاَ تَحْزَنُوا وَأَنتُمُ الأَعْلَوْنَ إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ
?Gevşeklik göstermeyin, üzüntüye kapılmayın. Eğer inanmışsanız, üstün gelecek olan sizsiniz? (3/ Ali İmran 139).
Eğer inanıyorsanız üstün olan sizsiniz diyor Allah.
İşte meselenin püf noktası burası.
Nasıl bir iman?
Şüphesiz Allahın kabul edeceği ve Kuran da şirkten uzak olması gerek olduğunu bildirdiği şeksiz şüphesiz tam bir iman.
Eskiye nazaran çılgınca kutlamalarda geriye gidişin yani eksi bir durumun olduğu bizi sevindiriyor.
Türkiye de ilk defa bu sene bir Cumhur Başkanı, Hristiyan-Musevi vatandaşlara yönelik, onları ön plana alan yılbaşı kutlama mesajı yayınlaması bizi fevkalade memnun etmiştir.
Kendimize gelmek zorundayız.
Büyük bir imtihanın arifesindeyiz. Önümüzde uğursuz bir geçit var: YILBAŞI GECESİ,, Çokları hindilerle-Hıristiyanlar gibi-Noel babalarla hazırlanmaya başlamışlardır. Kim bilir, Allah Kuran-ı Kerim’de açıkça haram kıldığı halde ne kadar içki içilecek, zina, fuhuş, yaralama, öldürme hadisesi olacak! Tuhaf şey,,. Bastığımız toprakların altında kefensiz yatan ak saçlı ninelerimiz, şehit dedelerimizin tepesi üzerinde sarhoş kusmuklarının dökülmesine, rakı kokularının yayılmasına nasıl razı olabiliyoruz?
Sevinç günleri, Güney Amerika da karnavallarla, Avrupa da faşinglerle ve yılbaşı (Noel) bayramları kutlanmaktadır. İslami bayramlar arkasında tatlı hatıralar, yetim ve kimsesizlerle, fakirlerin mutluluk gözyaşlarını bırakır. Söylediğimiz ve diğer milletlere ait birtakım sözüm ona sevinç günleri ise ardında sadece sefalet, içki kokusu, yollarda metrelerce uzayan pislik ve çöp bırakır. Hepsinden öte yılbaşındaki içki ve alkol sebebiyle nice ölüler ve milyarlarca liraya mal olan trafik kazaları? Bunlar Müslüman bir ülkede oluyorsa daha da acı değil mi?
Hevesli, meraklı, gayretli okurlarımızla bir paylaşım gerçekleştirebildiysek kendimizi mutlu sayarız. Mutluluklar hepimizin olsun. 26.12.14